20 Ocak 2014 Pazartesi

1970'ler şehre geldi!

'American Hustle', nam-ı diğer 'Düzenbaz' beyazperdeye fişek gibi bir giriş yaptı. Hikayesiyle olduğu kadar kıyafetleri ve tarzıyla da izleyenleri büyüleyen film 1970'lerin kapılarını ardına kadar açtı! Bize de bu ufak kodları uygulayıp 2014'e 70'lerin kadınsı ve hareketli duruşunu uygulamak kaldı.
Şu sıralar H&M'den Koton'a pek çok firma kış için ürettiği şapka modelleri ile tam da bu filmdeki gibi 70'lerin kadınsı ruhunu yakalıyor.

 Altın çocukların vazgeilmez aksesuarları da elbette ki altın renkteki küpe ve uzun, özgürce parıldayan kolyelerden oluşuyordu...


 Filmde 70'leri yansıtan ekip deniz kıyafetlerinde de hayli başarılı işler çıkartmış...
                                               Disko topları ve pullar her yerde!
 

 

 70'leri gerçek anlamda yaşamak ve etrafınızdakilere yaşatmak için evde dahi olsanız stilinizi bırakmamalısınız. En azından içiniz başka bir yılı anlatıyor olsa bile saten sabahlığınız üstünüzde olsun...
 70'lerde hem manto hem de kıyafet modellerinde incecik beller ön planda. Etek boyları gititkçe kısalır. Ve etek boyları kısaldıkça kloş kesimler, uzadıkça derin yırtmaçlar ön plana çıkar. Pantolonların rengi ya da kumaşı ne olursa olsun paçalar ispanyol gelir. Desen ve renk cümbüşü içinde dolaşan kadınların üstünde siyahıgörebilmekse neredeyse imkansızdır.
 
Tüm bu kıyafetlerle birlikte 1970'lerde günümüzden çok daha açık giyindiklerini söylememizde bir sakınca yoktur herhalde. Bir de kadınsılığı ve güzelliği vurgulamak için kıyafet ve aksesuarların yanı sıra hacimli saçlar şart!

17 Ocak 2014 Cuma

Marshmallowdan Lego

Rengarenk legolar hayatımızdan çıkalı çok oldu belki ama ne o tatlı günleri ne de minik kafalı Lego adamları unutmaya niyetimiz var! Sizin de sevgilinizi ya da arkadaşarınızı çocukluklarına döndürmek için tek yapmanız gereken kısa bir market turu! Bir paket marshmallow ve bir paket tahta şiş çubuklarla harikalar yaratacağız. Yumuşacık marshmallowları fotoğrafta gördüğünüz gibi kesin. Önce büyük parçayı, sonra da küçük parçayı üst üste gelecek şekilde şişe geçirdik mi ilk adım tamam demektir.
Puding, sıcak olması ile bu tarife en kolay ve en hızlı uyacak krema türü. Ama siz isterseniz daha farklı bir çaba ile özel bir krema da yapabilirsiniz. Ben Lego adamların sarı kafalarını yakalayabilmek için muzlu puding kullandım. Az önce şişe, çubuğa geçirdiğiniz marshmallowları hafifçe pudinge batırıp çıkarın. Eger Lego tatlınıza gereğinden fazla puding gelirse, ufak bir kaşık yardımı ile fazlasını alıp marshmallowun üzerini düzeltmekten çekinmeyin.


Çubuklarınızı batırmak için köpük ya da strafordan yardım alabilirsiniz. Puding kuruduğunda çikolatalı dekor ile yüzler çizdiğinizde bu iş tamamdır! Legoya surat yapmak için kakao kremasını kendiniz de hazırlayabilirsiniz. Ama koyu kıvamlı olması için ben hazır bir ürünün glazür karışımını kullanmanızı tavsiye ederim. Bu çok kolay bir tarif. Ama inanın, gören herkes sizi dünyanın en büyük aşçıcı ilan etmekten kendini alamayacak... 

16 Ocak 2014 Perşembe

Uma Thurman'ın Sarayı

Moda çekimleri için hazırlanan evler varken tasarım mucizeleri beklemeye gerek var mı bilemedim. Sizin için, efsanevi oyuncu Uma Thurman’ın başrolünde olduğu Campari Takvimi’nin çekimlerinden birkaç kare seçtim. Bakın onlar evi nasıl süslemiş…

Uzak Doğu'nun mistik ve şehvetli havası bu kırmızı balon lambalarla odaya dolmuş. Sizin de istediğiniz renklerde seçeceğiniz lambalar odanıza büyülü bir hava katacak. Bu lambaları monte etmesi çok kolay. Çok hafif oldukları için de buradaki gibi bir kaç tane kullanmanızda hiçbir sakınca yok.

 Rengarenk masklar ya da kendi ellerinizle boyayıp renklendireceğiniz kuru kafa formlu heykeller evinizi her an partiye hazırmış gibi gösterecek. En ufak bir kutlama bile Venedik karnavallarını aratmayacak...

Kutlama sadece evde değil balkonda da sürüyor. Genelde pek önem verilmeyen balkonlar aslında evi hem içinden hem de dışından görenleri kolayca etkiliyor. Bir taşla iki kuş vurmak varken durmak saçma. Fiyonk ve masklar evlerinize giz ve neşe getirecek. Üstelik yaz ve kış aylarında farklı renklerde fiyonklar kullanarak bu havayı her mevsim balkonlarınızda tutabilirsiniz.
 
Bu takvim çekimlerinin yapıldığı Campari bir İtalyan içkisi. Onun hakkında bilgi almak ve kokteyl hazırlamayı öğrenmek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz: http://vitalistanbul.blogspot.com/2014/01/campari-ile-tansn.html
 

Campari ile Tanışın

İtalya’nın en ünlü lezzetlerinden Campari, tam anlamıyla bir yemek üstü içkisi. İtalyalılar acımtrak bir tadı olduğu için bu içkiyi genelde içine taze sıkılmış portakal, limon suyu ya da soda ekleyerek tüketirler.

Tarifi Hazırlamak İçin...
Bardakta hazırlayacağınız Campari için 1’e 3 oranını kullanmanız gerek. Bir ölçek Campari’ye üç ölçek meyve suyu ya da soda eklediğinizde içeçeğiniz hazır demektir. Eğer tadı hala size acı geliyorsa bu ölçeği maksimum 4’e çıkarmalısınız. Çünkü bundan ilerisi, Campari’den çok meyve suyu içmek olur. Restoranlardaysa birer ölçek Campari ile yaban mersini suyunu şampanya kadehine koyduktan sonra kadehe buz ve ‘Prosecco’ adı verilen köpüklü, hafif şekerli İtalyan şarabı eklerler. Kokteyle mis gibi Akdeniz kokusu sinsin diye de genelde kadehe bir kaç nane yaprağı bırakılır.

Bugüne dek milyonlarca gün batımına tanıklık eden bu içkinin hikayesiyse Milanolu bar sahibi Gaspare Campari’ye uzanır. 19. yüzyılda Usta Gaspare tarafından keşfedilen bu içecek kısa bir süre sonra tüm Avrupa’da tanınır olmuş. Ardından da Torino’ya ulaşan bu içecek Martini ile buluşturularak yeni bir lezzet daha elde edilmiş. Eş miktarda Campari ve Martini Rosso’nun buz ve biraz soda ilavesi ile olan haline ilk başlarda Milano-Torino adı verilmiş. Ama Amerikalı turistler bu içeceği öyle çok sevmişki en sonunda Milano-Torino’nun adı Americano olara değiştirilmiş. ABD desteği ile tüm dünyaya yayılan Americano, bugün de pek çok yerde bulabileceğiniz bir kokteyl.

Seramiğin İkinci Hayatı


Kırılan ya da zarar gören seramiklere hayat öpücüğü vermeye hazır olun! Biz bu "ikinci hayat" işine ilk kez Seramik Sanatçısı ve Akademisyen Aygün Dinçer Kırca'nın sergisinde rastladık. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin Su Sarnıcı Galerisi'nde karşılaştığımız eserler evinde porselen bir eşya kullanan hemen herkesin ilgisini çekecek gibi görünüyordu. Sonra biraz daha araştırdık ve aslında her evde pek çok kez kırılıp dökülen porselenlerin ikinci bir hayatı hak ettiğine karar verdik. Belki de çöpe atmadan önce biraz daha düşünmeli ve yaratıcılıkla hem onlara hem de evlerimize yeni bir hayat bahşetmeli...

Çoğu zaman çayın ya da kahvenin en keyif verecek anında kırılıveren fincanlara yeni bir hayat vermiş Kırca. Böylelikle kimi zaman mahvolduğunu düşündüğümüz özel anlar da kırılan bardakla değil, bir sanat eseri ile hatırlanabilir olacak.

Sanatçı bazı eserlerinde platform kullanmaktan vazgeçmiş...

 



Aşağıdakiler sergiden bağımsız, sizlere ilham vermesi için derlediğimiz seramik ve porselen işleri.

Alçı ya da derz yardımıyla da elinizdeki bir bibloyu porselenle kaplayabilirsiniz.

Eğer özel bir şekil düşünüyorsanız, öncesinde mukavva gibi sert bir zeminle istediğiniz şekli çıkarın.


 

Bazen kırıp dökmeden de evinize ya da bahçenize bu fotoğraftaki gibi müthiş bir pırıltı ekleyebilirsiniz. Tek kalan ve hayata direnenler de sergilenmeyi hak eder!


14 Ocak 2014 Salı

Marc Jacobs'un İlkbahar-Yaz Modası

Ödül törenlerindeki dansları ve dili dışarıda pozlarıyla eleştirdiğimiz Miley Cyrus hepimize ağzının payını verdi. Genç müzisyen Marc Jacobs'un 2014 ilkbahar-yaz kampanyasının yüzü oldu.
 
 


 
 
 
 
 
 
 
 




Aslında ikili uzun zamandır yakındı ve Miley'in galasında giydiği file elbisesi de Marc Jacobs imzası taşıyordu. Yeni kampanya çekimlerinde Miley'in karanlık bir sahilde parlak makyajı ve nemli saçları dikkat çekiyor. David Sims imzalı fotoğrafta Miley'in henüz sahnelerde olamadığı kadar hoş bir görüntü elde ettiğini de kabullenmek lazım. Ama unutmayın ki bu, Jacobs'un başarısı!
 
 
Moda dünyasını avucunun içinde taşıyan Jacobs'un toplam değeri 1 milyar doları bulan markaları var. Aslında ABD'li olan tasarımcı sanat ve moda alanlarında tanınan çoğu Amerikalı gibi yaşam tercihini Avrupa'dan yana kullandı. İlk ününü Fransalı moda evi Louis Vuitton'da sanat direktörlüğü yaparak elde etti. Tarihler 1997'yi gösterdiğindeyse Marc Jacobs ve Marc by Marc Jacobs markalarının baş tasarımcısı oldu. Kısa bir süre önce de 16 yıl boyunca çalıştığı L.V.'den ayrıldığını açıkladı ve kendi markasına yoğunlaştı. Louis Vuitton’dan ayrıldıktan sonra neler yapacağı çok merak edilen tasarımcı ilk sürprizini de Cyrus ile yapmış oldu.
 
Miley Cyrus gala gecesinde Jacops imzalı file elbisesi ile.
 
Jacobs, Time dergisinin her sene derlediği 'Dünyanın En Etkili 100 İsmi' listesine giriş yapmayı da başardı. 2010 yılında bu listeye adım atan ünlü tasarımcı 30. kuruluş yıl dönümünde de Diet Coke için çalıştı. Jacobs'ın elinden çıkan "limited edition" şişeler devasa tanıtım kampanyalarıyla hemen her yerde tasarımcı ile birlikte boy gösterdi...
 

 
 
Tasarımlarıyla ünlü olsa da Jacobs'un kitleleri peşinde sürükleyen bir yeteneği daha vardı: Parfümler! Usta tasarımcının elinden çıkan kokular hemen herkesi cezbetti. Açıkçası Türkiye'de de daha çok bu parfümleri ile tanındı. Kozmetiğin devasa etkisini keşfetmiş olacak ki Marc Jacobs bir de bu alanda atılım yaptı. Kısa bir süre önce kozmetik ürünlerini Sephora Mağazalarında satışa çıkaran ünlü tasarımcı şimdi de sadece kozmetik ürünlerinin satıldığı bir mağaza açtı. Şimdilik sadece Manhattan'da yer alan bu mağazada ikon haline gelen Daisy, Lola ve Dot gibi parfümleri satılıyor. Renkli kozmetikleri de barındıran mağazada 122 parça ürün ziyaretçileri ile buluşuyor. Yeni mağazaları açma kararıgidişata göre verilecek olsa da çoğu modacı kısa süre içinde farklı ülkelere de Marc Jacobs dükkanlarının açılacağınıdüşünüyor. Neticede Jacobs'ın imza attığı ürünler dünyanın 80 ülkesinde satılıyor. Görülen o ki, bu satışlar Jacobs'un müthiş pazarlama ve tasarım dehası ile daha da artacak...

Kendi Ayakkabını Yarat


Çivi ve zımba modası her yere yayılmışken kulak kabartmamak olmaz. Kış bitmeden bu modayı en az bir parça ile uygulamak lazım! Bunun en güzel görüneceği yerse bence ayakkabılar. Çarşıyı, pazarı biraz dolaştım. Büyük firmaların müthiş koleksiyonları var fakat çoğu benim hayat koşuşturmama 1 haftada yenilecek türden. Bu yüzden aklıma çarşıdaki esnafın çoktan keşfettiği bir girişim geldi: Kendi ayakkabını yaratmak! Türlü türlü çiviler içeren minik poşetler pek çok ayakkabıcı ve tuhafiyecide satılıyor. Sizin yapmanız gereken, eskiyen ya da giymekten sıkıldığınız bir ayakkabınızı bunlarla süslemek! Ayakkabılarınız hem eşsiz olacak hem de modanın pırıltılarını üzerinde taşıyacak.

 
 


Rahatlığından süphe etmediğiniz ya da sadece özel gecelerde giydiğiniz ayakkabıları küçük bir dokunuşla yenileyebilirsiniz...
Zımbanın dışında pullarla da işe yarar ve parıltılı tasarımlar ortaya çıkarabilirsiniz!

7 Ocak 2014 Salı

Düğmeler Aşka Geldi

Eskiyen giysilerinizi atar ya da temizlik bezi yapar da düğmelerini çıkarmazsanız alacağınız olsun! Eskisiyle yenisiyle öyle güzel örnekleri var ki bu aksesuarların... Onları değerlendirmemek nereden bakarsanız bakın enayilik olur. Biz böyle hatalara düşmeyelim diye düğme ile yapılan güzel tasarım örneklerini bir çırpıda derledim. Karşınızda, evde biriken düğme yığınları ya da ufak bir tuhafiye alışverişi ile yapılabilecekleriniz...

Etamin ya da çuval bezi kullanarak kendinize kır çiçeklerini kıskandıracak panolar hazırlayabilirsiniz.



Boyutları bunlar gibi büyükse duvara sadece düğme asarak muhteşem bir görünüm elde edebilirsiniz. Bu boyutlarda bir düğme bulamam diyorsanız straforu denemenizi öneririm. Çok hafif, köpüksü bir dokusu olan strafora istediğiniz şekli verip kolayca duvara da monte edebilirsiniz.

İster oturma, ister yatak odalarınıza gökkuşakları taşıyın. Eğer bu örnek size çok renkli geliyorsa en sevdiğiniz renklerin farklı tonlarını toplayarak da eşsiz bir gökkuşağı yaratbilirsiniz.

Kız çocukları duvarlarına inen bu mutluluk balonuna bayılacak! Eğer ona daha büyük bir sürpriz yapmak niyetindeyseniz çeşitli kağıtlardan bulut ve kapler kesip bu balonun arkasına bir de dekor hazırlayın derim.

Herkesin evinde içine ne koyacağını bilemeyip kenara kaldırdığı bir çerçeve vardır. Gün, onu değerlendirme günü! Sevgilinizin masasına, kendi ofisinize ya da göz önünde olan bir yere yürekleri ısıtan bir kalp kondurmaya ne dersiniz?


İlk okullardaki mevsimler tablosunu evlere taşıma vakti! Tek yapmanız gereken kağıtları boyamak ve mevsime göre olası yaprak hallerini düğmelerle anlatmak.

Mutfağınızda ya da yemek masanızın yanında şık sunumlar elde edebilirsiniz. Fakat bunun gibi bir örnek için düğmenin yanı sıra pul satın almayı unutmayın. Çok düzgün şekilli bir şey ortaya çıkartmak istiyorsanız benden size tavsiye, bir kurşun kalem ile önce istediğiniz şekli çizin. Veya şeklin yer aldığı kağıdı karbon kağıdı ile kopyalayın.

Sevdiklerine el emeği, göz nuru bir şey hediye etmek isteyenler buraya! Adının baş harfi ne güne duruyor?


Bu sıralar gençler daha çok İngiltere ya da Amerikan bayraklarını eşyalarına taşıyor. Siz hangisini isterseniz onu yapın.

7 fil uğur getirir derler. Ya 70 düğme ile yapılan bir fil?

Firkete tokalarınızı düğmelerle birer tasarım harikasına çevirebilirsiniz. Bunun için kuvvetli bir yapıştırıcı kullanmayı unutmayın.

Bir sayfayı gelişigüzel boyayıp ortasına kuru dallara sahip bir ağaç kondurun. Üzerine minik düğmeler eklendiğinde romantik bir görünüm elde edeceksiniz.